"Edebiyat - Sanati"

Edebiyat - Sanatı

SİZİ İNEKÇİ SANDIM

SİZİ İNEKÇİ SANDIM
Güvercin yürekli Şahin’le (Yusuf Şahin)gün öncesi kavilleştik.Kurşunlu’ya gideceğiz.Kurşunlu köye l0 kilometre mesafede.Tam da bu sıralar.Kangal zamanı.Sıcağa kalmamak için erken kalkmak,şafakla yola düşmek lâzım.
Bir termos çay,iki çörek,haşlanmış yumurta,tuz, peynir...
Tedarikliyiz.Kangal kazacağız.Kurşunlu’da yapacağız sabah kahvaltısını.
Saat dört buçukta düştük yola.Pırçalık Tepesi’ni aştık.Yöhmür’e ayak bastık.Bundan sonrsı düzlük.Rahat bir yürüyüş olacak.Gözümüz yol boyundaki tarlarda.Kangal arıyoruz.Epey kangal kazdık.İki saatlik yürüyüşten sonra Kurşunlu’ya vasıl olduk.Belörenli Mustafa Avcı koyun yayıyor.Selamlaştık.Aayaküstü hoş beş...Dedi ki Mustafa Avcı:
”Bizim ağıl ilerde.Gelin kahvaltıyı birlikte yapalım.” Dedi.Teşekkür ettik. Tam kangal zamanıydı.Kangal kazdık.Litrelik termosla çayımız.Haşlanmış yumurta.Peynir.Bir de keteli çörek.Daha nemiz eksik? Güzel bir kahvaltı çeşme başında.Çeşme,çoban çeşmesi.Faruk Nafiz’in üstüne koşma dizdiği çoban çeşmelerinden biri. Dinlendik...
Kalktık yürüdük İleri doğru. Baktık Mustafa Avcı’nın ağılı.Mustafa Avcı bizi bırakmadı.Eşi Dudu Hanım da orada.Varlıkları daim olsun bize bir kahvaltı sofrası çıkardılar ki kuşun südü eksik.Mükellef bir açık büfe.Ne çare.Tokuz biz.Tok gönüllemesi de güç olur.
Oturduk.Laf lafı açtı.Saat on birde kalktık sofradan.Benim elimde söğüt dalından kötü bir deynek var.Mustafa Avcı sağ olsun,bana güzel bir deynek hediye etti. O deyneği hâlâ saklarım.
Sıcak bastırdı.Kuş uçuşu en kısa yol nerden gider köye?..Kurşunlu’dan Yöhmür’e baktık.Bir güzergah belirledik.Vedalaştık Avcılar’la.Pancar tarlalarının kilisinden, ekin tarlalarının arasından geliyoruz.Belörenli Necati’nin pancarı görülmüş.İşçiler çadır kurmuş.Çadırın önünde iki bayan çamaşır yıkıyor.Tarlayı geçtik,biraz aralaştık tarladan.Bir ses ardımızdan:
”Ulao....Loo...”
Bu ses de neyin nesi?Geri dönüp baktık.Birileri bize doğru koşup geliyor.Durup bekledik.Geldi sesin sahibi...Alı al moru mor...Nefes nefese.Omzunda havlu.Yüzünün bir tarafı sabunlu.Bir tarafı tıraşlı.
”Ne var kardeşim?..”dedik.Adamcağız mahcup:
”Kusura bakmayın.Ben de sizi inekçi sandım.”dedi.Biz başladık gülmeye.
Meğer adamcağız Boğazlıyan pazarında birinden bir inek almış.İnek sütlü çıkmamış.Satıcı gelip ineği götürecekmiş.Adamcağız inekçiyi bekliyormuş.Bizden özür diledi:
”İlle gelin bir çayımızı için.”dedi,ama biz kalamadık.
© 2012 - 2013 | » EminX « Yapımıdır. EPfarki.com Kültür ve Sanat Siteleri
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol