Edebiyat - Sanatı
Beşinci Sayfada Manşet Olmak
Beşinci Sayfada Manşet Olmak
Ağır adımlarla yola devam etmeli; ağır, sağlam, kararlı, keskin adımlarla… Yürürken içinden bunları tekrar ediyordu. Sokaktaki kalabalığa baktı, birden durdu : “Nereye gidiyordu? Gidecek bir yeri var mıydı?” Kabanının ceplerini kurcaladı eline bir kâğıt ilişti kâğıdın
Cebinde eski dostlarından kalma bir yığın borç fişi bir de bir sürü küfür vardı biriktirdiği onları da aldı buruşturduğu kağıt gibi savurdu havaya.
Rüzgâr kuvvetlendi önüne ne kattıysa uçurmaya başladı yüzüne doğru bir afiş geliyordu. Kaçsaydı kaçardı da nedense almak istedi afişi seçim dönemleri yaklaşmıştı yollarda en sık rastlanan çöp artık yiyecek paketleri değildi bu afişlerdi. Kaç kişi giderdi şimdi bu mitinglere, çığlık çığlığa bir bağırışma alır giderdi meydanları. İçini bir sızı aldı oysa içinde çığlık çığlığa insanlığın yasını tutan devrik bir
Meydanları dolduran
Hava soğudu iyice kabanının yakalarını kaldırdı elini dışarı çıkarmaya korktu. Yürürken nereye gideceğini hesap etmemişti kendini bir sahilde buluverdi. Ayağına takılıyordu iki de birde düşünceleri anlayamıyordu umursamaz olmayı acı çekiyordu. Denize doğru ilerliyordu kucağında ümit ettiği dünyanın hayaliyle. Çok yaklaştım diyordu içinden soğuk suyla göz göze geldi sonra hiç direnmeden soğuğa, denize ve kasıp kavuran dalgalara attı kendini soğuk suya. Dalgalar onu bekliyormuş gibi yutuverdi saniyeler içinde tüm bedenini. Ertesi gün kıyıya vuran cesedinin üstünde 5. Sayfadan bir manşet ‘sadece onun’ dikkatini çekti. “İntihar eden gencin hazin sonu“ yazı şöyle devam ediyordu bu garip gencin bilinen bir sorunu olmamasına rağmen yaşamaktan vazgeçmesi ailesini de şaşırtmıştı…
O an ölmemiş olsaydı bu ironik duruma gülebilirdi. Yine anlaşılmamıştı demek. Sorgu meleklerine hiç yalan söylemedi yaşadığı gibi anlattı her şeyi ve zebani gelince karşısına gideceği yeri önceden görmüşçesine alevlerin arasına atılıverdi…